7 Mart 2011 Pazartesi

Ne Zor Şeymiş Şu Allerji

Uzun zamandır Ege'nin yanaklarındaki kızarıklık bizi rahatsız etmeye başladı.. Zaman zaman çoğalan, zaman azaman azalan ama hiçbir zaman tamamen yok olmayan pütürlü bir kızarıklık..
Belki de bu rahatsız ediyor, belki de o yüzden bu kadar huysuz diye beni dürten Haziran Annelerinden Zahide' ye teşekkürlerimi sunuyorum tabi..
Zahide'nin de dürtmesiyle çocuk allerjisi uzmanı olan doktorları Reha Cengizlier'den randevu almaya karar verdik.. Randevumuzu da Zahide aldı aslında, sağolsun..
Neyse randevu günümüz geldi, heyecanla ve bir çözüm bulunacağı inancıyla gittik doktora..
Doktor yanaklarına bakıp vücudunda bişi olup olmadığını sordu.. Yok dedim sadece yanaklarında..
Soyalım bi dedi, Ege'yi bir soyduk ki ne görelim omuzları da aynı şekilde kızarmış ve de kabarmış..
O an unutamadığım tek şey doktorun bana "hani birşey yoktu" bakışı... Bense şok olmuş Ege'nin omuzlarına bakıyorum ve anlatmaya çalışıyorum..
"Ama dün Ege'yi yıkadım ve böyle birşeyi görmemem imkansız " dedim.
Doktor da bu durumda allerji ileri durumda test yapmamız gerek dedi ve maceramız başladı.
Başımıza geleceklerden habersiz bir şekilde laboratuara doğru yol aldık..
Büyük bir üniversite hastanesinde böyle birşeyle karşılaşacağımı söyleseler asla inanmazdım...
Önce kan almak için hemşire arandı.. Herkes ben almam diyerek kaçıştı..
Kabul ediyorum bebekten kan almak mutlaka zor ama bunu bize hissettirmemeleri ve yaşatmamaları gerekirdi diye düşünüyorum.
Sonunda bir cesur yürek bulundu kan almaya gönüllü.. Ege onları görünce zaten ağlamaya başlamıştı, yatağa yatırdığımız anda da çığlık atmaya başladı..
Bu arada Ege'yi bize tutturmaları da tam bir fiyaskoydu bence.. Çünkü biz anne baba duygusallığıyla panikleyip yanlış birşey yapma potansiyeline sahiptik..
Yücel Ege'yi tuttu... İğneyi batırdılar, 1 tüp kan aldılar, 1 tüp daha almaları gerekirken nasıl oldu bilmiyorum Ege kolunu kurtardı, iğne fırladı, kan fışkırmaya başladı..
Ben öylece kaldım.. Bişi diyemedim, bişi yapamadım.. ama aklımdan geçen şey oradaki herkesi boğmak tabi ki...
Ege'nin çığlıkları arttı, heryer kan içinde kaldı, bir kere daha iğneyi sokup 1 tüp daha kan aldılar ama hepimizin ömrü tükendi diyebilirim.
Herşey bittiğinde geriye çığlıklar atan bir bebe, kan içinde kalmış bir yatak, korkmuş suratlarıyla bize bakan hemşire ve sağlık görevlileri vardı...
Hiçbirşey düşünmeden Ege'yi alıp kaçtım resmen hastaneden...
Ege bütün gün yüzümüze bakıp bakıp ağladı... Babasına ise hiç yüz vermedi... Sanırım başına gelenlerden onu suçlu buluyor...
Biz ise 5 gün sonra çıkacak sonuçlarımız için heyecanla beklemeye başladık...

Sonuçları aldığımızda Ege'nin inek sütü allerjisi olduğunu öğrendik... Ben anne panikliğiyle yıkıldım tabi. Şimde ne yiyecek, ne içecek, nasıl beslenecek diye..
Doktorumuz paniğimi farkedip sakin olmamı ve çok güzel bir alternatifimiz olduğunu söyledi.
Ege'nin keçi sütüne allerjisi olmadığını ve bundan sonra keçi sütlü besleneceğimizi söyledi.
Ve o andan itibaren de keçi sütü bazlı mama, keçi peyniri, sütü ve de yoğurdu araştırmalarımız başladı..

"Golden Goat" keçi sütü bazlı mamayı bulduk önce... Sonra "Bolana" yı keşfettik. Günlük süt siparişini hemen verdik, peynirlerimizi aldık. İlk yoğurdumuzu mayalamak için de "Süt Damlası" diye bi marka bulduk, telefon görüşmelerimiz sonucunda satış yerlerini bulup, onu da aldık..
Keçi sütlü ürünlerimizle evimize döndük...

Sıra Ege'nin bu tatlara vereceği tepkiye geldi..

Ertesi sabah peynir denememiz başarılıydı, mamayı da çok beğenerek içti, yoğurdu da...
Ohh!! Karnı tok bebenin annesi rahatlığıyla hayatıma devam edebilirim artık..
Yani şimdilik..
1 ay sonraki kontrolümüzde daha da netleşecek durumumuz...

Sadece 1 haftadır öğrendiğimiz ve doğru beslemek için çabaladığımız allrji olayı bizi çok yordu ve yıprattı... Önümüzde uzun bir süreç var sanırım.
Bakalım bizi neler bekliyor...



3 yorum:

  1. Egenin iyi olmasına bir nebze katkım olduysa ne mutlu bana :)) Güzel dudaklı oğlum sağlıkla büyüsün

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, Reha Bey icin ne dusunuyorsunuz?

    YanıtlaSil