12 Temmuz 2010 Pazartesi

40'ımız da çıktı

Sonunda beklenen 40. gün geldi... Ne kadar çok umut bağlamıştım bu 40. güne..
Sihirli bir değnek değecek sabah kalktığımızda herşey düzelmiş olacak diye bekliyordum sanırım.
Ama tabi beklenen olmadı. :(
Hayat 1 önceki günküyle aynı şekilde devam ediyor oysaki..
Ege hala ağlıyor, hala ağlıyor, hala ağlıyor..
Bu nasıl bir gaz sancısıdır.. nasıl bir gazdır ki çıkamıyor da çocuk böyle çatlayana kadar ağlıyor...
O ağladıkça aç bu çocuk sesleri yükseliyor, o sesler yükseldikçe ben ağlamaya başlıyorum..
off offf!!! 40 gündür devam eden kabus 41. günde de aynen devam ediyor..
40 gezmesi de yapamadığımızdan bari bi parka gidelim dedik ve de pişman olduk..
Ege'nin dayanılmaz çığlıkları bizi eve geri döndürdü..
Ne derdi var acaba çocuğun.. Gerçekten gaz mı bu kadar bağırttıran?

40. günün bize getirdiği tek değişiklik 40 gündür bizimle kalan anneannemizin artık evine dönmesi oldu.. Hiç hoşuma gitmese de bu durum kabullenmek zorunda kaldım. Gündüzleri gene bizimle beraber olacak ama akşamları evine gidecek.
Annem ilk evden çıkarken o kadar korktum ki ağlamaya başladım..
Annem gittikten sonra da bir süre ağladım.. Kendimi yalnız, çaresiz, terkedilmiş hissettim..
Sonra kucağımdaki minik adama baktım ve - bu minik adam benim oğlum, ona ben bakacağım tabi ki, anneyim ben artık, güçlü, kararlı ve korkusuz olmalıyım..
İşte dönüm noktam bu an oldu ve her ne kadar zaman zamamn dayanamıyor olsam da bebeğimle yalnız kalmayı seviyorum artık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder