3 Haziran 2010 Perşembe

Evdeki ilk gün ve Lohusa Sendromu

Hastanedeki son işlemleri de bitirip evimize doğru yola çıkıyoruz..
Yağmurlu hava ve tam olarak yürüyemeyen ben yüzünden, doğum öncesi bütün hayallerim suya düşüyor.
Kucağımda bebeğimle hastaneden çıkacaktım, foto falan çektirecektik.. Nerdeee!!! Anca adım atabilme derdindeydim.. İşte bazı şeyler yaşamadan bilinmiyor.. bu da onlardan biri..
Eve gittiğimizde evde bizi anneannemiz bekliyordu, babaannemiz de yanımızdaydı..
Bu da bir başka hayal kırıklığı.. hastaneden eve 3 kişi dönecektik.. Yücel, ben ve Ege...
Yücel işe gittiğinden yanımızda olamadı zaten.. E ben yürüyemezken bebeğe nasıl bakacağım ki..
Bundan sonra bizi kalabalık komin bir hayat bekliyor sanırım..
Eve girdikten kısa bir süre beni bir telaş ve korku kapladı.. Nasıl bakacağı, nasıl susturacağım ve en önemlisi nasıl besleyeceğim konusunda.. Çünkü 2 günde memelerin iflas etti.. Öyle bir sızı var ki.. Emzirirken acıdan bayılacak gibi oluyorum ve de kendimi tutamayıp ağlıyorum hüngür hüngür..
Eve gelince birşeyden daha emin oldum ki Lohusa Sendromu diye birşey gerçekten var ve ben şuanda bu sendromun tam göbeğindeyim..Sürekli ağlamak istiyorum.. hatta istemekle kalmıyor ağlıyorum durmadan..
Kimseyi görmek, duymak istemiyorum.. Konuşmak istemiyorum.. Hiç bişi yapmak istemiyorum..
Bu mutsuzluğumu kendi kendime yaşamak istiyorum.. Ama öyle olmuyor tabi.. eve dolup dolup boşalıyor..
Gerçi ege ve ben kimseyi görmüyoruz pek..
Güne ve geceyi hiç durmadan çatlayacak gibi ağlayan bebemle, üstüne zorla çıktığım yatağımda geçiriyorum..
Ağlaya ağlaya meme vererek.. Ne olacak bu emzirme işinin sonu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder